Ağrısız sağlıklı bir yaşam!

Adres - AKSARAY İLİ
Pınar mah. 4000 sok. No:2
Telefon
0.541 220 2490
E-mail
metinicli@gmail.com
Çalışma saatlerimiz
Pzt- Cmt 09:00-19:00

Triger point tedavisi nedir?

 

 

Trigger Point “tetik nokta” anlamına gelmekte olup kısaca “kas düğümü” olarak adlandırılır. Tetik nokta, kası hem gergin hale getirir hem de kısaltır.

Trigger Point Therapy, kas kramplarının ve spazm olarak bilinen sinir kasılmalarının neden olduğu ağrıları hafifletmek ve/veya yok etmek için kullanılan bir tekniktir. Baş ağrıları, boyun/omuz/bel tutulmaları, sırt ve bel ağrıları ve siyatik gibi sağlık problemleri için rahatlıkla uygulanabilir.

Trigger Point Therapy (Tetik Nokta Terapisi) kasların derinlenmesine incelenmesine olanak verir. Bu uygulamada yüzeye yakın kaslar, bağ dokular, eklemler ve daha derindeki bağ dokular üzerinde çalışılır. Tetik nokta terapisinin süresi ve tekrarlanma sıklığı kaslarda oluşan sıkışmanın ciddiyetine göre farklılaşır.

 

Priformis sendromu nedir?

Priformis Sendromu (Kalça içerisinde ağrı)

Günümüzde bir çok kişide görülen kalça içerisindeki ağrı ne yazıkki günlük yaşamı olumsuz etkilemektedir. Özellikle erkeklerde daha çok gördüğümüz bu rahatsızlık genelde başka hastalıklarla karıştırılmaktadır.

Kalça içerisinde bulunan Priformis kasının siyatik sinire baskı uygulaması sonucu oluşan bir rahatsızlıktır. Özellikle kalçada ve bacağa yayılan ağrı şeklinde kendisini gösterir. Sebep olduğu ağrı bel fıtığı ile neredeyse aynı özellikte olduğu için çok karıştırılmaktadır. Bazen görüntüleme yöntemleriyle de tespit edilemediği için gözden kaçmaktadır.

Kesin bir sebebi olmamakla beraber en çok arka cebinde cüzdan taşıyanlarda görmekteyiz. Arka cebe koyulan cüzdan Priformis kasını sürekli irite etmekte ve bu da ağrıya sebep olmaktadır. Aynı zamanda tek tarafa yük vererek oturmak, araç kullanırken tek tarafa yük vermekte priformis sendromuna sebep olabilmektedir.

Günlük yaşamı oldukça fazla etkileyen bu rahatsızlık basite alınmamalıdır. Özellikle ağrının oluştuğu ilk zamanlar tedavisi daha kolaydır. Ağrının iyice artması durumunda çözümü de zorlaşmaktadır. Klasik fizik tedavi modalitelerinin de etkili olduğu bu rahatsızlıkta en çok manuel terapi kullanılmaktadır. Ayrıca gtos terapi, kuru iğneleme, akupunktur gibi metodlarda etkilidir.

Belirtileri:

  • 15-20 dakikadan fazla oturulduğunda, ayakta durulduğunda, yatmakla olan ağrı
  • Hareketle düzelen ve istirahatla artan ağrı
  • Yürüme zorluğu ve sendeleme
  • Kuyruk sokumundan kalça ve bacağın arkasına yayılan uyuşma ve karıncalanma hissi

Erkeklerde bayanlara göre 6 kat fazla görülen bu rahatsızlıkta egzersizin önemi de büyüktür. Kişiye özel hazırlanmış olan egzersizler ile priformis kası gevşetilebilir ve siyatik siniri mobilize edilebilir.

Bu hastalığa sahip bireylerin ağrılarını ertelemeden bir fizyoterapiste ve hekime danışmaları önem arz etmektedir.

 

Rehabilitasyon nedir?

 

Rehabilitasyon, bir hastalık veya kaza sonucu bedensel yeteneklerin bir kısmını kaybetmiş kişilerin hayata yeniden uyum sağlamaları, yaşam kalitelerini yükseltmeleri, aileleri ve toplumla bir bütün içerisinde yaşamalarını sağlayan gerekli olan tüm evreleri tüm çabaları kapsayan genel bir kavramdır.

Cerebral Palside Rehabilitasyon

Çocuklarda doğuştan veya sonradan oluşan CP, etkilenim bölgelerine göre çocukların günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmelerini veya yaşıtlarına göre gelişimsel süreçte geride kalmalarına sebep olmaktadır. Uygulanan egzersiz, kinesioterapi ve diğer fizyoterapi uygulamaları ile CP’ nin etkisi minimuma çekilebilmektedir.

Hemipleji sonrası rehabilitasyon

Genelde belirli yaşlardan sonra görülen, fizyolojik veya travmatik olaylar sonucunda oluşan hemipleji etkilenim bölgelerine göre bireylerin yaşamlarını olumsuz etkilemektedir. Uygulanan fizyoterapi yöntemleri birey yeniden topluma, mesleğine veya sosyal yaşantısına kazandırılabilmektedir.

 

 

Bacak boyu eşitsizliği

 

Milliyet Gazetesinde de yayınlanan kısa yazımız

Bacak boyu eşitsizliği size sinyal veriyor olabilir!

Şuan herhangi bir ağrınız olmayabilir veya herhangi bir fiziksel rahatsızlığınız olmayabilir. Fakat bu demek değildir ki yarın ağrılı bir bel veya boyun ile karşılaşmayacağız. Bacak boyu eşitsizlikleri  sacroiliak eklemde ve dolayısıyla da taşımış olduğu omurganızda hastalıklara sebep olabilir.

Bu yönteme dikkat!

Evde bile yapabileceğiniz bu test ile bel veya boyun ağrılarından korunabilirsiniz.

Öncelikle sırt üstü bir şekilde düz bir zemine uzanın ve bacaklarınızı düz bir şekilde uzatın. Eğer topuklarınız arasında mesafe varsa ileride bel veya boyun ağrılarınız da mutlaka olacaktır.

Bacak boylarınızı ölçtünüz ve arasında fark çıktı ise mutlaka yardım almalısınız ve koruyucu fizyoterapi uygulamaları ile bel veya boyun ağrılarınız olmadan kendinizi korumalısınız.

Unutmayın ağrılar olmadan önlem almak çok daha kolaydır!

Ağrısız sağlıklı bir yaşam dilerim.

Hacamat sağlığa zararlıdır – Aksaray hacamat

Hacamat sağlığa zararlıdır! – Aksaray Hacamat

Hacamat sağlığa zararlıdır!

Genelde hacamat ile ilgili yazılarda hep hacamatın yararlarından bahsedilir. Ancak atlanılan bir nokta vardır ki o da hacamatın yanlış yapılması durumunda sağlığınıza zarar vermesidir.

Öncelikle “Hacamat nedir?” sorusunu cevaplayalım. Hacamat aslında hiç de yabancı olmadığımız bir tedavi yöntemidir. Annelerimizin, nenelerimizin eskiden bardak çekme veya kupa çekme dedikleri, öksürüğünüz olduğunda, bir yeriniz ağrıdığında yaptıkları uygulamanın kanlı olarak yapılan halidir. Vücudunuzda hava yoluyla, yediğiniz yiyeceklerle, giydiğiniz elbiselerle vb yollarla alınan toksin maddeler vardır. Bu toksinlerin bir kısmı vücuttan atılabilir ancak atılamayan kısmı ise hücreler arasında depolanırlar. İşte hacamat toksin biriken bölgelere yapıldığında size zarar veren toksinlerin vücuttan kan yoluyla alınmasını sağlar. Kansız olan ve nenelerimizin yaptığı bardak çekme uygulamasının yapılmasında herhangi bir sorun yokken bu uygulamanın kanlı olanının yapılmasında uyulması gereken bir çok kural vardır. Bu kurallar hayati önem teşkil etmekte ve uyulmaması halinde hastanın ölmesine dahi sebep olabilmektedir.

En önemli kural, hacamat uygulamasını sadece sağlık bakanlığından onaylı bir eğitim almış doktor veya fizyoterapist uygulayabilir. Hacamat yurt dışında da oldukça popüler bir tedavi şeklidir ve yurt dışındaki uygulamalara da baktığımızda bu durum böyledir. İmam, aktar, masör, hoca, el almış, el vermiş, fenni sünnetçi, berber, kuaför, ev hanımı, devlet hastanesinde görev yapan hizmetli, mühendis vb kişilerin hacamat uygulamaları yapmaya yetkileri ve eğitimleri yoktur. Ne yazık ki son zamanlarda özellikle Aksaray ilimizde de yetkisiz kişiler tarafından hacamat yapılmakta ve hastalara zarar verilmektedir. Uygulayan kişiler eğitim aldıklarını ve sertifikaları olduğunu iddia etmekte ancak sertifika dediklerinin renkli bir yazıcıdan çıkarılmış a4 çıktısından farkı yoktur. Hacamat 2 saatlik eğitimlerle öğrenilecek veya uygulanacak bir tedavi değildir. Özellikle tedavinin sünnet olması da sebebiyle halkımızın dini duyguları istismar edilmektedir. Hacamat steril ortamlarda ve steril malzemelerle yapılması gereken ve akupunktur noktalarından uygulandığında size faydası olacak bir tedavi yöntemidir. Kas-iskelet sistemini bilmeyen, damar yapısını bilmeyen fakat sertifikam var diyen kişi veya kişilerin yaptığı hacamat vatandaşımıza zarar vermekten öteye gidemez.

            Hacamat yanlış yapıldığında oluşabilecek durumlar şunlardır:

  • Hacamatın jilet ile kesik atılarak yapılması durumunda kılcal damarlarda tahribat görülebiir.
  • Steril malzemelerle ve steril ortamlarda yapılmaması durumunda bulaşıcı hastalıklar hastalara geçebilir. Hasta AIDS, sarılık vb hastalıklara maruz kalabilir.
  • Hacamat sırasında alınan kanın miktarı çok önemlidir. Fazla kan alınması durumunda hastada kalp krizi, felç, üşüme gibi durumlar oluşabilir.
  • Doku tembelliği oluşabilir ve hacamata muhtaç kalabilirsiniz.
  • Özellikle baş ağrısı için kafadan yapılan hacamatın yanlış yapılması durumunda ömür boyu baş ağrısı çekebilirsiniz.
  • Sırttan yapılan hacamatın yanlış yapılması durumunda sürekli bir masaj isteği oluşabilir.
  • Kesilerek yapılan hacamat uygulamalarında ömür boyu kalıcı izlere sahip olursunuz.
  • En kötü durum ise yanlış yapılan hacamat uygulamaları ölüme sebep olabilir.

Hacamat yaptırırken dikkat edeceğiniz nokta kişinin sakalı, cübbesi, ağzının iyi laf yapması, daha önce komşunuza da yapmış olması, el almış olması, el vermesi değildir. Hacamat yapacak kişinin doktor veya fizyoterapist olup olmadığına mutlaka bakınız. Diğer meslek gruplarının hacamat yapmak için bilgisi ve yetkisi yoktur. Eğer doktor veya fizyoterapiste ulaşamıyorsanız hacamat yaptırmayın. Yanlış kişilere hacamat yaptırmak yerine Kızılay’a kan vermeniz daha faydalı olacaktır ve size de zarar vermeyecektir.

Unutmayın nasıl ki marangozun işini elektrik ustası yapamazsa, doktor ve fizyoterapistlerin işini de başka meslek grupları yapamaz. Kandırılmayın!

Ağrısız sağlıklı bir yaşam diliyorum.

Fizyoterapist Metin İÇLİ

 

Günümüzün en büyük problemi: Hareketsizlik

Günümüzün en büyük problemi: Hareketsizlik

Teknolojinin gelişmesiyle beraber insan hayatı da aynı oranda hareketsizleşiyor. İnsanlar teknolojinin bu kadar hayatımızın içerisine girmediği çağlarda kendi işlerini kendileri görüyordu. Üretim daha çok insan gücüyle yapılıyor ve bu durum halkın genel olarak hareketli bir yaşantıya sahip olmasını sağlıyordu. Günlerce bahçelerde tarlalarda çalışılıyor, ulaşım genelde şehir içi dediğimiz uzaklıklarda yürüyerek sağlanıyor, ev işleri insan gücüyle yapılıyor, inşaatlarda tuğlalar insan gücüyle taşınıyordu. Fakat her geçen gün bilim ilerledi ve hayatımızı kolaylaştırma anlamında oldukça faydalı buluşlar hayatımızın merkezinde yerini aldı. Aslında bir çoğu bedensel bütünlüğümüzü korumamıza, sağlığımıza zarar vermeden yapmamız gereken işleri oldukça kolay bir şekilde yapmamıza yaradı.  İnşaatlarda 10 kat yukarıya tuğlaların taşınması basit makineler sayesinde 1 dakikalık bir iş haline geldi. Saatler süren çamaşır yıkama işi 30 dakikalık bir iş haline geldi. Normalde 1 saat yürüme uzaklığındaki yerlere ulaşım arabalarla 5 dakikada sağlanabilir hale geldi.

Belki gelişmeler hayatımızı oldukça kolaylaştırdı fakat bize zarar da verdi. Yanlış anlaşılmasın zararı veren teknoloji değil bizim teknolojiyi yanlış kullanmamızdır. 2 dakika yürüme mesafesindeki iş yerimize evimizin önünde park edilmiş olan araçlarımızla gider olduk. Hatta sabah kahvaltısı için ekmek almaya arabalarımızı kullanır olduk. Asansörü olmayan evleri tutmadık, ikinci kattaki evimize çıkmak için bazen 5 dakika asansör sırası bekler olduk. Televizyonlardaki dizileri izlemek kolayımıza geldi, yan komşumuza 1 senedir hal hatır sormaya misafirliğe gitmek zorumuza gider oldu. 10 dakika uzaklıktaki markete alışverişe gitmek yerine eve servis yapan marketleri tercih ettik. Alışverişlerin çoğu hatta temel gıdalar bile internetten alınır kargoyla eve gelir oldu. Elimizdeki tabletlere, telefonlara öyle bağlandık ki evde eşimizle iki kelime konuşmak için çenemizi çalıştırmak zorumuza gider oldu. Çocuklar akrabalarını tanımıyor, kumla oynamıyor bir hale geldi. Kısacası teknolojiyi yanlış kullandık ve hayatımızdan hareketi çıkardık.

Fiziksel hareketsizlik dünyada ölüme neden olan risk faktörleri içerisinde dördüncü sırada yer almaktadır. Dünyada her yıl 3-3,5 milyon insan hareketsizlik yüzünden ölmektedir. Yapılan bir çalışma gösteriyor ki günde 6 saatten fazla hareketsiz kalan insanların ölüm riski, günde 3 saatten az hareketsiz kalan insanlardan %20 daha fazla olduğunu gösteriyor.

                Peki fiziksel hareketsizlikle beraber vücudumuzda ne gibi sorunlar ortaya çıkar? İşte cevabı:

*Bel, boyun fıtıklarına sebep olur.

*Hareketsizlikle beraber genel kas kuvvetinde azalma olur.

*Vücudun dik duruşu bozulur.

*Hareketsizliğe bağlı olarak kemiklerimiz zayıflayabilir, kemik erimesi görülebilir ve kemiklerimizin kırılganlığı artabilir.

*Obezite görülür.

*Hareketsizlik enerji ihtiyacını ve oksijen tüketimini azaltır. Bu durum kalbin atım sayısında azalmaya sebep olabilir.

*Eklemlerde sertleşme, kireçlenme gibi rahatsızlıklar görülür.

*Tansiyon hastası olma riskini arttırır.

*Kişinin solunum yolları enfeksiyonlarına yakalanma riskini arttırır.

*Solunum kapasitesini azaltır.

*Hareketsiz bir yaşam dolaşımı da azaltacağından varis vb hastalıkların oluşmasına sebep olabilir.

*Beyin fonksiyonlarının azalmasına sebep olur.

*Diyabete sebep olabilir.

Hareketsiz bir yaşam sonucu oluşabilecek zararlı durumların sadece birkaçı bunlar. Sağlıklı bir vücuda sahip olmak için açık hava yürüyüşleri yapın, mümkün olduğunca oturma sürelerini kısaltın, araçlarınızı daha az kullanın, akraba ziyaretleri yapın kısacası aktif bir yaşama sahip olun. Daha da önemlisi size uygun egzersizler önerecek, tavsiyelerde bulunacak bir fizyoterapiste mutlaka ulaşın.

Ağrısız sağlıklı bir yaşam diliyorum.

Fizyoterapist Metin İÇLİ

 

Kinesioterapi nedir?

Kinesioterapi kısaca nedir?

Kinesiotape bantlama yöntemi, vücuttaki tedavi mekanizmalarını ve hücrelerine etki ederek iyileşmeyi hızlandıran basit bir ilkeye dayanır.
Kinesiotape antrenman ve tedavi sonrası manuel terapinin faydalarının uzatmak için uzamış yumuşak dokunun manüplasyonunu sağlar. Yaralanmış bölgede artan kan akışı,kas kasılmaları üzerinde daha iyi kontrol ve azalmış ağrı ile hızlı iyileşme sonucuna varılmıştır.Bu etki duyusal motor sistemini uyararak sinir sistemi tarafından kontrol edilir.

GTOS terapi nedir?

GTOS Therapy, tüm yumuşak dokuda (kas, tendon, fasya, ligament vb.) oluşan, akut (ani ve şiddetli) veya kronik (yerleşmiş, sürekli), şiddetli ağrı, his, güç kaybı ve hareket kısıtlamalarına neden olan Ağrı-Spazm-Ağrı sürekli sinirsel kitlenmelerini anında ve kalıcı olarak çözen neuromuscular bir terapi yöntemidir.

Gtos terapi nedir?

GTOS Therapy sistemi, özel uzmanlarınca, özgün patentli bir cihazla ve deri altına girmeden uygulanan bir manuel teknikdir. Ameliyat, iğne, ilaç ışın elektrik vb. kullanmadığı için bir masajdan bile daha az risk taşımaktadır. Bu sebeble birkaç kez ameliyat geçirmiş kronik vakalardan, ambulansla taşınacak kadar ağır akut vakalara, tansiyon, şeker hastası yaşlıdan 9 aylık hamile bayanlara kadar herkese uygulanabilmektedir. GT ağrı okulu (kaldırma teknikleri, duruş ve bunun gibi biyomekanik düzeltmelerin verildiği uygulamalı ders) ile kalıcılık sağlanmaktadır. GTOS Therapy 1-3 saat süren tek bir terapi seansı kadar hızlı ve ekonomikdir.

Gelişim süreci nedir?

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Egzersiz Fizyolojisi Enstitüsü kurucularından Dr. Çetin Gürses’in geliştirdiği “GTOS Therapy” sayesinde, ağrılardan, benzerleri ABD’de yaklaşık 200 bin tıp profesyonelinin uyguladığı manuel terapilerden farklı 1-3 saat süren tek seansta kurtulmak mümkün olmuştur.

Dr. Çetin Gürses tarafından 1991 den beri 7000 ni aşkın ağır vaka üzerinde yapılan başarılı uygulamalarla geliştirilen GTOS Therapy sistemi Amerikan , AB ve Türk patent ofislerince bir buluş olarak onaylandı. GTOS Therapy, Dr. Gürses’in daha önce onaylanmış 4 buluşundan sonuncusu. Üstelik bu yeni terapiyi inceleyen Boston Üniversitesi Nöroloji Bilimleri Bölüm Başkanı ve Amerika Ağrı Yönetimi Akademisi (AAPM) Diplomatı Prof. Dr. R. Whitney Powers’ın verdiği raporda GTOS Therapy’yi “Diğer Tedavilere Alternatif Olacak 21.yüzyılın Tedavisi” olarak nitelendirmiştir..

Terapi, kontrol grup dizaynı kullanılarak elde edilecek uygun bilimsel data desteği ile 21. Yüzyılın ana modeli olabilecek, kendine özgü ve gerçekten çok düşük maliyetli, alternatif bir terapi protokolü önermektedir. 
Prof.Dr.Whitney R.Powers
(Emeritus Profesör Anatomi, Nörobiyoloji ve Sağlık Bilimleri Boston Üniversitesi / ABD)

Kalıcı bir çözüm müdür?

Kalıcı bir çözümdür; GTOS Therapy uygulanan hastalar Amerikan Tabibler Birliği (AMA) Tedavi Protokolü 4.0 ve GT Post Testlerinden başarı ile geçtikten sonra sağlıklı bir insan formuna gelirler. Bu nedenle GTOS Therapy sonrası rahatsızlığın aynı şekilde tekrar etme olasılığı, hiçbir rahatsızlığı olmayan insanlarla aynıdır.

 

Kazalar, aşırı soğuk, aşırı stres, yaş, aşırı kilo, postür ve yürüyüş bozuklukları, enfeksiyon, hareketsizlik gibi hastalık oluşturan faktörlere maruz kalınınca, hiçbir rahatsızlığı olmayan insanlarda da olabileceği gibi GTOS Therapy görmüş kişilerde de şikayetler yeniden oluşabilir. GTOS Ağrısız Yaşam Protokolünün son aşaması olan SET-UP bölümü ile tedavinin kalıcılığının sağlanması amaçlanır.

Yan etkileri var mıdır?

Deride oluşabilecek kızarmalar haricinde, hiçbir yan etkisi veya sakatlanma ihtimali yoktur. Herkese, her an uygulanabilir; Yaş, cinsiyet, kilo, kalp, şeker, tansiyon, hamilelik gibi diğer tedavileri engelleyen faktörler, hastanın akut (şiddetli, yeni) kronik (kalıcı) olması, GTOS Therapy uygulanmasını etkilemez.

Hangi vakalarda kullanılabilir?

* Bel fıtığı,

* Kanal daralması,

* Siyatik,

* Mekanik sorunlardan kaynaklı oluşmuş olan bel ağrısı

* Bacaklara yayılan ağrılı durumlar

* Boyun fıtığı,

* Kanal daralmasından kaynaklı kollara yayılan ağrı ve uyuşmalar,

* Tenisçi dirseği,

* Karpal tünel sendromu gibi dirsek ve el bileğinde oluşan ağrılı durumlar,

* Miyofasyal ağrı sendromu,

* Fibromiyalji gibi insanların hayat kalitesini etkileyen boyun ve sırt bölgesini tutan yaygın ağrılar,

* Tendon yaralanmaları gibi sportif sakatlıklar.

* İskelet kas sistemini tutan tüm ağrılı durumlarda etkin olarak kullanılmaktadır.

Kimler uygulayabilir?

    GTOS Protokolleri; Alanında uzmanlaşmış ve eğitim sertifikası ile GTOS terapist ünvanı almaya hak kazanmış FİZYOTERAPİSTLER tarafından uygulanmaktadır.

Ne kadar başarılı?

8650 hastada %85,6 başarı oranına sahip!

Fizyoterapist Metin İÇLİ Tv8 ekranlarında!

Fizyoterapist Metin İÇLİ Tv8 Ekranlarında

Fizyoterapist Metin İÇLİ Tv8 Ekranlarında Günaydın Doktor programına katıldı ve ameliyatsız fıtık tedavisi konularını anlattı. izlemek için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.

 

Fizyoterapist Metin İÇLİ TRT haber için yazdı

Fizyoterapist Metin İÇLİ TRT haber için yazdı

Yazımızı TRT Haber sitesinde okumak için tıklayınız: https://www.trthaber.com/haber/saglik/hangi-yasta-hangi-spor-yapilmali-306745.html

Hangi yaşta hangi spor yapılmalı?

Sağlıklı olmak ve sağlıklı kalmak için 7’ den 70’ e hepimizin yapması gereken en önemli aktivitelerden birisi spor yapmaktır. Peki hangi yaşta hangi spor yapılmalıdır?

İster çocuk ister yetişkin olun sağlıklı bir vücuda sahip olmanın en önemli koşullarından biri spor yapmaktır. Kişi sporla ne kadar erken tanışırsa bunu hayatı boyunca sürdürmesi de o kadar kolay oluyor.

Çocukluk döneminde spora başlayan bireylerle, ileri yaşlarda spora başlayan bireyler arasında fiziksel, sosyal, ruhsal ve hatta kimlik gelişimine kadar her alanda farklılıklar gözlemlenmektedir.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Fizyoterapist Metin İçli, “Bireyde doğumdan itibaren 0-1 yaş aralığında refleksif hareketler dediğimiz istemsiz olarak yapılan hareketler görülür; 1-2 yaş aralığında emekleme, oturma, ayağa kalkma gibi ilkel hareketler görülür; 2-6 yaş aralığında temel hareketler dediğimiz hareketleri yapar. Dolayısıyla bireyin 4 yaşından itibaren spora başlaması uygundur. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta çocukluk döneminde yapılan sporların oyuna dayalı olması gerekir. Çocuklar aşırı efor sarf edecekleri sporlardan uzak durmalıdır.” dedi.

’14 yaşından önce çocukların ağırlıkla çalışmalarına izin verilmemeli’

Çocukların 14 yaşından önce ağırlık çalışmalarının zararlı olabileceği konusunda uyarıda bulunan Fizyoterapist Metin İçli, “Sadece ağırlık çalışmaları değil, boks, halter, güreş, karate gibi ağır sporlardan da uzak durulması gerektiğini söyledi. Çocuklar gelişim evresinde oldukları için kuvvet antrenmanlarına dayanıklı değillerdir. Çocukluk döneminde kemikler gelişime açık, kalp kapasiteleri farklı, karbonhidrat depoları yetişkinlere göre azdır.” İfadelerini kullandı.

İçli, çocukların hangi yaşta hangi sporları yapması gerektiğinin şöyle sıraladı:

  • Jimnastik: 4-6 yaş
    • Yüzme: 5-6 yaş
    • Tenis: 7-8 yaş
    • Basketbol: 9-10 yaş
    • Voleybol: 10-12 yaş
    • Su topu: 10-12 yaş
    • Hentbol: 10-12 yaş
    • Atletizm: 10-16 yaş
    • Kürek: 11-14 yaş
    • Okçuluk: 12-14 yaş
    • Futbol: 12-14 yaş
    • Boks: 14-15 yaş
    • Halter: 14-15 yaş
    • Kayak: 12-14 yaş
    • Judo: 8-10 yaş

Yetişkinler hangi sporları yapması gerektiği konusuna da değinen Fizyoterapist Metin İçli, 20-30 yaş aralığında genelde bireylerin kas ve kemik gelişimini tamamlamış olduğunu, bu yaşlarda kas ve kemikleri güçlendirmeye yönelik vücut geliştirme sporları önerildiğini aktardı.

30-40 yaş aralığında bireylerin genelde metabolizmalarının yavaşladığı yaşlar olduğunu belirten İçli, “Bu yaşlarda metabolizma yavaşlamasına bağlı olarak kilo alınımı da görülmektedir. Bireylere bu yaş aralığında hafif fitness programları, yüzme, bisiklet sürme, koşu gibi sporlar önerilir. Bu sporlar eklemleri de güçlendirir ve sağlamlaştırır.” dedi.

“Bu yaşlarda kesinlikle hareketsiz kalınmamalıdır”

“40-50 yaş aralığında kas ve kemik kütlesinde azalma görülebilir.” Diyen İçli, “ Bu yaş aralığında ağırlık sporlarını önermeyiz. Eğer ağırlık çalışılacaksa da mutlaka bir fizyoterapist kontrolünde çalışılmalıdır. Genelde bu yaş aralığında 30-60 dk süreli yürüyüş, bisiklet sürme, yüzme gibi sporlar önerilir. 50 yaş ve üzerinde ise yapılacak egzersizler mutlaka bir fizyoterapist tarafından bireye özel belirlenmeli ve kontrollü yapılmalıdır. Bu yaşlarda kesinlikle hareketsiz kalınmamalıdır.” İfadelerini kullandı.

Spora başlamadan önce nelere dikkat edilmelidir?

Spora başlamadan önce dikkat edilmesi gereken bir takım etkenlerinde olduğunu aktaran İçli, “Öncelikle bireyin hangi spora uygun olduğu belirlenmelidir. Bunun için bireyin fiziksel yeterlilikleri ve sağlık durumunun tercih edilen spora uygun olup olmadığı bir fizyoterapist tarafından değerlendirilmelidir. Yapılacak olan spor belirlendikten sonra dikkat edilecek bir diğer nokta ise beslenme. Bireyin yaşına ve yapacağı fiziksel aktiviteye göre beslenme programı oluşturulmalıdır. Spordan en erken 1 saat önce hafif bir yemek yenmesi uygundur. Aç ve tok olmak performansı olumsuz etkiliyor. Egzersiz sırasında ve sonrasında bol sıvı tüketilmelidir.” Şeklinde konuştu.

İçli sözlerini şöyle sürdürdü:

“Spor yaparken doğru ayakkabı ve giysiler tercih edilmelidir. Gerekirse tabanlık kullanılmalıdır. Açık alan sporlarında şapka ve gözlük kullanılmalıdır. Yapılan spora göre koruyucu dizlik, dirseklik, bileklik gibi koruyucu teçhizatlar kullanılmalıdır. “